İsmini Rumca 3 aziz anlamına geldiği ya da barbunya balığı demek olan “trigliya”dan aldığı rivayet ediliyor. Tarihi Misyalılar, Traklar, Antik Romalılar ve Bizanslılara uzanan Trilye’de tarihi yapılar bugün dahi ayakta. 1330’dan itibaren Osmanlı egemenliğine giren beldenin adı 1963’de “Zeytinbağı” olarak değiştirilse de 2011’de tekrar iade edilmiş.
Tarihi kayıtlara göre Trilye’de 1908’de 820 hane varmış. 19. yy sonlarında ise beldede 109 Türk ve 3,657 Rum’un yaşadığı biliniyor. Bugün belde de hiç Rum bulunuyor. Yunanistan‘da kurulmuş aynı isimli kardeş kasabada Trilye’de yaşayanlar turistik amaçla beldeye sık sık geliyor.
Trilye gezilecek yerler
Kırmızı kiremitli çatılarıyla göze çarpan Trilye, dar sokakları, tarih dolu mekanları ile gezginlere farklı imkânlar sunuyor. Son yıllarda popülerleşmeye başlayan belde, sit alanı olduğundan özgün yapısını koruyabilmiş. Köy yürüyerek birkça saatte gezilebiliyor. Görülmesi gereken yerler birkaç yıkık tarihi yapıdan ibaret.
Osmanlılarca camiye dönüştürülen ve Fatih Camii adını alan Büyük Kilise; duvarlarına tarihte ilk kez resim yapılan Kemerli Kilise; ev olarak kullanılan Dündar Evi (Yuannes Kilisesi); bir de yemekhane olarak kullanıldığı için bu adla anılan kilise günümüzde varlıklarını zor da olsa sürdürüyorlar.
Kemerli Kilise; Panagia Pontobasilissa ya da belde de tanınan adıyla Kemerli Kilise, duvarlarına resim yapılan ilk kilise olarak bilinmektedir. Hristiyanlığın kadim dönemlerinde de büyük ilgi gören Trilye ve çevresinde çok sayıda görkemli kilise, manastır inşa edilmiş, ancak günümüze kadar sadece 3 kilise ve 1 manastır ulaşabilmiş. 13. yüzyıl sonlarında yapıldığı kabul edilen Kemerli Kilise de bunlardan birisi. Kilisenin Panagia Pantobasillissa’ya (Hz.Meryem’) adandığı bazı el yazması eserlerde belirtilmektedir. Kilise, doğu-batı doğrultusunda uzanan Yunan haçı şemasına sahiptir. Yapı kullanılmasa da halen ayaktadır. İlk yapının duvar tekniği göz önünde bulundurularak, 13’ncü yüzyıl sonlarında yapıldığı kabul edilmektedir. Hıristiyan âlemi için büyük önem taşıyor.
Dündar Evi; Rumlardan kalan tarihi eser niteliğindeki Yuannes Kilisesi, bugün Dündar Evi adında mesken olarak kullanılıyor. 3 katlı yapıya kemerli taş bir kapıdan giriliyor. Kilise’nin 3. yy’dan kalma olduğu söyleniyor. Duvarlarına kazınmış isimlere ise hayret etmemek elde değil.
Taş Mektep; Kıbrıs Eski Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’un eğitim aldığı Papaz Okulu 1909’da neo-klasik tarzda yapılmış. 1924’lerde şehit çocukları, öksüz, yetimler için Dar-ül eytam (Öksüz Yurdu) olarak kullanılmış. 1980′li yıllara kadar okul olarak hizmet veren Taş Mektep bugün maalesef çok bakımsız durumda
Fatih Camii; Eski ismi Aya Tadori olan ve kapısında Hicri 968, Miladi 1560 yazılı olan Bizans sütun başlıklarına sahip kilise, bugün Fatih Camii olarak kullanılıyor.
Osmanlı Hamam (Avlulu Hamam); Fatih Cami yanında yer alan hamam Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmış. Bugün kültür merkezi olarak kullanmak için restore ediliyor.
Medikion Manastırı; Tirilye’den Eşkel Limanı’na giden karayolu üzerinde yer alıyor. Kuzeybatısında Rum Mezarlığı yer alır. 8. yy’da kurulduğu bilinen ve çiftlik olarak kullanılan manastırın yalnızca duvarlarıyla, her birinin ağırlığı 200 kilo gelen görkemli giriş kapılarıyla günümüze ulaşabilmiş.
Trilye zeytini
Trilye halkının başlıca geçim kaynağı zeytin ise dünyaca ünlü. Trilye zeytini gerçekten başka zeytinlere benzemiyor. Başka yerlerde bulmak da mümkün değil, bu yüzden köylüler daha sonra isteyenlere zeytinleri kargo ile gönderiyorlar. Zeytin ve yan ürünlerini burada her köşeden almak mümkün.Orta boyda, küçük çekirdekli ve çekirdeği meyvesine yapışmayan Trilye zeytini salamura yöntemiyle 3-4 yıl saklanabiliyor. Ayrıca olgunlaşmış yeşil zeytinlerden kırma, çizme ve az tuzlu konserve zeytin üretiliyor. Yörenin zeytini yağ yapımı için de çok uygun.
Günümüzde yöre halkının %90′ı geçimini zeytincilikle sağlıyor. Trilye’de balıkçılık eskiden olduğu gibi bugün de önemli bir geçim kaynağı. Trilye’de bağcılık, şarapçılık, ipekçilik de geçmişte kalan uğraşlar arasında yer alıyor.
Trilye’ye Nasıl Gidilir?
Trilye, Güney Marmara’da küçücük bir belde. İstanbul’dan araçsız gelecekler için en kolay yol Mudanya’ya kalkan deniz otobüsüne binmek. Deniz yolunu katınca İstanbul Trilye arası 135 km. İstanbul Yenikapı’dan deniz otobüsü ile Mudanya’ya geldikten sonra, oradan yarım saatte bir kalkan minibüslerle Trilye’ye ulaşmak mümkün. Trilye Mudanya arasındaki yol zeytinlikler ve doyulmaz manzaralar ile dolu 10 km’lik bir yoldur.İstanbul’dan Bursa yönüne otomobili ile gidenlerse Gemlik’i 3 km. geçtikten sonra Engürücük sapağından girerek Kurşunlu, Güzelyalı, Mudanya üzerinden Trilye’ye varabilirler. Ayrıca Trilye’den güneye giden ve nefis manzaralar sunan bir karayolu sizi İzmir yoluna bağlanıyor.
Unutmayın, karayolları yön levhalarında Trilye değil Zeytinbağı yazar. Yol biraz virajlı olduğu için dikkat etmek gerekiyor. Yol güzerganında bazı izleme yerlerinde mola verip manzaranın keyfini çıkarın. Bursa-Trilye arası ise 40 km.
Trilye’de ne yenir
Tirilye sahilinde, ailelerin işlettiği tahta masalar ve rengarenk örtüleriyle balık lokantaları ile çay bahçeleri bulunuyor. Lambalı radyosundan hala şarkılar yükselen ve özel ambalajında zeytinyağı ve hediyelik eşyalar bulabileceğiniz Savarona Restoran’dan başka Liman Restoran, Şekerev, Mahur ve Türk yemekleriyle ünlü Mehmet Ali Restoran mutlaka uğranılması gereken lezzet durakları.Trilye’de sofraların baş tacı zeytin, zeytinyağı ve balık. Mevsimine göre balık yemek en iyisi, Trilye barbunya balığının ana vatanı. Yemeklere esas lezzet Trilye zeytinyağı. Bu yüzden önce o meşhur zeytinyağına geleneksel olarak kekik ve pul biber ekip odun ekmeği banılıyor.
Trilye’nin balkonu tabir Fatih Camii yakınındaki tepedeki Tarihi Çamlı Kahve’de asırlık çınarların altında, denize ve zeytin bahçelerine bakarak çay içebilirsiniz. Tam bir tepe olduğu için çevredeki yöreler kuşbakışı görülebiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder